yürekten silmek hiç kolay değil bilirim...
ama zaman unutmayı öğretmese de alışmayı öğretiyor...
onsuz yaşamaya onsuz hayatına devam etmeye alışıyorsun...
içinde bir yerde burukluk oluyor belki...
hep bir tarafında eksiklik hissediyorsun...
ama dermanını da Allahtan sabır dileyerek arıyorsun....
onu hatırladıkça özlüyorsun...
özledikçe kendini kahrediyorsun...
ne olursa olsun içinde hep bir umudun oluyor...
zaten o umut hayata bağlıyor seni...
kendi kendine söz veriyorsun...
adını anmak yok hatırlamak yok...
unutacağım diyorsun ama nafile...
yüreğe söz geçmiyor...
hiç kimseye anlatamıyorsun derdini...
anlatsan da o olmadığı için gene rahatlayamıyorsun...
onun varlığıyla uyuyup onun varlığıyla uyanmayı özlüyorsun...
ve en önemlisi onun varlığıyla nefes almayı çok özlüyorsun...
onsuz aldığın her nefes ciğerlerini deliyor sanki...
koşup gitmek istiyorsun ona...
herşeyi unutup herşeyi silip sadece onunla olmayı istiyorsun...
ama tam adım atacakken geri gidiyorsun...
hep birşeyler ayağına dolanıyor...
zincirlerini ne kadar kırmak istesende bir türlü kıramıyorsun...
bu yüzden onsuz geçirdiğin hergün daha çok saplanıyor bir bıçak gibi yüreğinin tam ortasına...
haykırmak istiyorsun herkese sevdanı...
özgürce yaşamak istiyorsun içinde biriktirdiklerini ama...
işte amalar dolanıyor diline...
sonra çaresizlikler sarıyor dört bir yanını...
hayatın en büyük sillesini yediğini anlıyorsun o an...
dizlerinin bağı çözülüyor...
gözlerin yaşlara boğulup yüreğine inceden bir sızı giriyor...
kadere sövüyorsun sonra...
seni onsuzluğa mahkum eden kadere...
aslında görüyorsun ki zaman unutmayı öğretmediği gibi alışmayı da öğretmiyor sana...
işte o an bir tokat daha yiyorsun kaderden...
ağır bir tokat daha...