Ne kadar zorsa evet diyebilmek, o kadar da zordur olumsuz yanıt vermek.Severken sevmiyorum, nefret ederken sevgiyle bakıyorum, umutsuzken umutluyum, ağlarken gülüyorum demek ne kadar yalansa sevmek, nefret etmek, umutla dolmak ve gülmekte bir o kadar yalan...Bir bakarsınız ki 5 dakika önceki halinizden eser yoktur.
O kadar zordur ki yaşamaya mecbur olmak, istesen de istemesen de yaşıyor olmak...Bir an bırakıp gidesin gelir olmayan ya da gerçek sandığın sahte yüzleri...İşte o an farkına varırsın ki yaşamak zorundasın.Yenmek zorundasın bu yarışı istesen de istemesende sırf insanlar için...Geriye dönme şansı verilmemiştir sana.N e yaptıysan zihinlerdedir.Belki iyi belki kötü.Ama bir şekilde geçersin sözlerde.
Çok zordur ölümle karşı karşıya glipte yenmeye çalışmak.Sadece iki seçenek vardır sana sunulan; ya pes etmek zorundasın ya savaşmak...
İki seçenekte birbirinden beterdir aslıbda.Eğer pes etmeyi seçersen daha doğrusu pes etmek zorunda kalırsan keşke demeyeceğin ne malum?...
Pişman olupta ağlamayacağın?...Başkası için değil kendin için yaşamalısın bu tiyatroyu...Rolünü sen seçmemişsindir ama rolünü oynamak zorundasındır...Yaşamak zorunda olduğun gibi...Bir kere olsun karar verirken kaybetmediğin oldu mu?Birini seçersin belki keşke belki iyi ki dersin kim bilir?...Ya pes edersin ya da savaşırsın...
Eğer savaşanlardan olursan da bir farkın yoktur pes edenlerden.Belki daha az keşke dersin.Ve bu sefer kendin için değil de inanlar için sevdiklerin ve sevenlerin için yaşarsın...
Pes etmeli mi yoksa savaşmalı mı karar veremezsin...
Ne güçtür karar vermek her an, her yerde ve her şeyde karar vermek....Bir şeyden vazgeçmek...Kazandığınla yetinmemek...
Şöyle bir düşününce; doğmayıda biz seçmedik büyümedi de, sevmeyi de, acı çekmeyi de, yaşamayı da ölmeyi de...Biz seçmedik sevdiklerimin bir bir ölümünü görmeyi... [/b]